8.Tüketim Seviyesinde Toplumsal Alt ve Üst Sınırların Bulunması
Sağlık hizmetleri çoğunlukla pozitif dışsallık yayan hizmetlerdir. Sağlık hizmetini yeterli alan kişiler hem bireysel olarak fayda sağlamış olurlar hem de toplumsal faydaya sebep olurlar. Sağlık hizmetlerinin yetersiz alınması ise bireylerin bir takım maliyetlere katlanmasının yanı sıra topluma da maliyetler getirmektedir. Sağlıksız bireylerin yaşadığı toplumda sağlıklı bireylerin de sağlıklarının bozulma riski büyük olmaktadır. Bu hem fiziksel anlamda bir sorun getirmekte hem de toplam işgücünün azalması sebebiyle toplam üretimin düşmesi ya da en azından yeterli seviyeye gelmemesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla sağlık hizmetlerinin etkinliğinden ve veriminden bahsedilebilmesi için genellikle toplumsal sağlık istatistikleri kullanılmaktadır. Sağlık hizmetlerinin yetersiz olması durumunda hasta bireylerin çevresinde yol açtığı moral bozukluğu ve işgücünden düşürdükleri yakınları toplumsal maliyet olarak görülebilir.
Sağlık hizmetlerinin yaydığı pozitif dışsallıklar sebebiyle ayrılan kaynakların sürekli arttırılmalarını istemenin ve yatırımları bu yöne kaydırmanın bir takım negatif dışsallıklarının da olabileceği unutulmamalıdır. Kaynakların giderek büyük oranda sağlık hizmetlerine aktarılması, diğer alanlara kaynak aktarımlarını etkileyecektir. Eğitim, gıda, barınma, güvenlik, sosyal harcamalar v.b diğer alanlara kaynak aktarımı ile sağlık hizmetlerine aktarım arasında dengenin nasıl kurulacağı iktisadi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun varlığı aslında sağlık hizmetlerinin üretiminde, dolayısıyla sağlık harcamalarında bir üst sınırın olması gerektiği sonucuna ulaştırmaktadır. Dolayısıyla özellikle sağlık hizmetleri üretiminde belli seviyeye gelmiş ülkelerde sağlık harcamalarının önceliği ve sınırsızlığı başka sorunlara yol açacaktır. Toplumun yaş ortalaması ve sosyal güvenlik açıkları bazı ülkelerde sağlık harcamalarına dikkati çekmektedir.